28 Ağustos 2010 Cumartesi

Dünya Şampiyonası Öncesi A Milli Takım

İki ay önce şurada seçilen milli takım kadrosunu değerlendirmiştim. Şampiyona yarın başlıyor ve milli takımımızın bugünkü durumunu, tek oyuncuların ve teknik ekibin durumunu özetlemek istiyorum..

Kerem Tunçeri: Bence bu turnuvada en çok güveneceğimiz kişilerden biri olacak 2001'in tam zıttı olarak. Oyununu artık çok beğeniyorum. Şu anda en hazır oyuncularımızdan biri.
Ender Arslan: Sakatlıktan yeni çıkması ve kariyerinde genel olarak güven veren bir oyun oynamaması nedeniyle net konuşamayacağım. 21 yaşında Langdon ve Granger'ın olduğu bir takıma guardlık yapıp Rigaudeau gibi bir guarda karşı maçı 25 sayı 11 asistle oynamış bir adamdı Ender. Ama onu şu an seven kimse yok. Ama belli olmaz. Seyirci önünde gaza gelebilir.  
Barış Ermiş: Çok eleştiriliyor, takıma da çok geç katıldı. Yapacağı her olumlu hareket takım ve taraftar için ekstra olacaktır. Zaten sakatlık olmazsa pek süre de alamayacak gibi.
Ömer Onan: Ömer'i fundamental olarak hiç beğenmesem de takımın en yararlı oyuncularından biri. Efes World Cup'taki yüzdesini şampiyonada tutturabilirse milli takım seviye atlar.
Sinan Güler: Kayıp geçen 1 sezon oyununu geriye götürdü doğal olarak. Çok katkı vereceğini düşünmüyorum.
Hidayet Türkoğlu: Tam hazır değil. 2001'den beri zaten hiç bir zaman milli takım için hazır olmadı. Ama artık oyunu daha olgun. 2002de bir hazırlık maçında Divaç ile üçlük çizgisinin gerisinde tek tek oynayıp topu kaybeden Hidayet değil artık.
Cenk Akyol: Öz güveninin böyle yerinde olması sevindirici. Cenk'ten tabii beklentiler çok yüksekti. Altyapılarda Teodosiç'lerin, Pekoviç'lerin kuşağının en önemli oyuncularındandı. Onlar gibi olamaması çok üzüyor tabii beni.
Ersan İlyasova: Ersan'ı izlemek çok keyifli Kaan Kural'ın da dediği gibi. Sağlam bir Ersan fark yaratır. Önümüzdeki yıllarda Enes'le birlikte ortalığı toz duman etmelerini bekliyorum.
Kerem Gönlüm: Efes World Cup'ta izlediğim Kerem, beni son derece umutlandırdı. Şutu da iyi olsa her takımda oynayabilecek bir 4 numara olurdu Kerem Gönlüm. Ama yine de takıma özellikle de savunmada çok büyük katkılar verebilecek düzeyde.
Ömer Aşık: Ona overrated diyenler  önümüzdeki yıllarda bu sözlerinden utanacaklar diye düşünüyorum. En beğendiğim oyuncularımızdan biri. Çalışma azmi Türk basketbolcularında ender görülür tipte. Şutu eksik, hücum repertuarı kısıtlı diyebilirsiniz, haklısınızdır da ama pota altında onun gibi bitirici kaç tane adam çıkmış Türk basketbolunda.
Semih Erden: En beğenmediğim oyuncumuz Semih'ti. Ama son turnuvada O da çok iyi göründü. Ömer ve Oğuz'a verdiği bazı paslar beni çok şaşırttı. Prkacin tarzı paslardı bunlar. İlginç ne diyeyim.
Oğuz Savaş: Scola'ya karşı attığı rahat basketleri izlemek çok keyifliydi. İyi kullanılırsa çok yararlı olur ama Tanjeviç'in hiç istemeyeceği tarzda nispeten hantal bir uzun Oğuz... O yüzden Tanjeviç'in rotasyonunda çok kesik yiyecektir diye düşünüyorum.

Ve Bogdan Tanjeviç... 2010 Dünya şampiyonasının benim için bir diğer anlamı, bu adamın artık gidecek olmasıdır. Türkiye bu şampiyonada birinci bile olsa Tanjeviç'le ilgili fikirlerimin hiç biri değişmeyecek. Efes Pilsen Türk basketbolunun lokomotifi ise Bogdan Tanjeviç de Türk baskebolunun El Frenidir. Nereye gidiyorsa gitsin bir an önce. Onu görmek bile sinirlerimi bozuyor artık.
Adam Kerem Gönlüm'ü 3 numarada oynattı ya ben daha ne diyeyim... Sonunda bunu da yaptı... Her yaz aklımızı oynatıyoruz Tanjeviç yüzünden. Ama her şeyin bir sonu vardır. İstersek önümüzdeki Avrupa Şampiyonasına bile katılmayalım ama Bogdan Tanjeviç'in muazzam saçmalıklarına daha fazla şahit olmayalım artık.
Bu şampiyonada da türlü türlü saçmalayacak. Baştan uyarayım değerli basketbolseverleri...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder