6 Eylül 2011 Salı

Türkiye - Fransa 95 -77 (çeyrek finaldeyiz)


Sahada bu maçı izlemek bir lütuftu benim için. Keşke maçların hepsini izleyebilseydim ama olsun.
Müthiş başlayıp hiç arkamıza bakmadan bitirdik bu maçı. Hep bir tedirginlikle, acaba yine boşlar mıyız korkusuyla izledim maçı ama hiç gerek yokmuş böyle bir strese. Ne Batum, ne Diaw, ne de De Colo dayanabildi rüzgarımıza. Hidayet döktürmeye devam etti, ona Sinan Güler en büyük yardımı yaptı. Takımda kötü oynadı diyebileceğim hiç kimse yoktu bugün. Sinan Güler'in bu oyunu sonrasında bence Ergin Ataman iyice bir düşünüp taşınsa yeridir.


TV'den izleyen arkadaşlar seyirciyi eleştire dursun, (bir sürü maç izlemiş biri olarak söylüyorum) o günkü atmosfer daha önce hiç görmediğim bir atmosferdi. Tabii ki bir Partizan ya da Karşıyaka seyircisi değildi. Ama muhteşemdi. Muhtemelen TV'ye arkadaki sesler pek gitmiyor. Seyircinin basketbol bilgisi de gerçekten üst düzeydi. Sevindirici tabii bu gelişmeler.

İlginç bir not da şuydu. Türkiye futbol milli takımı oyuncuları sahanın en güzel yerinde kurulmuşlardı. Birbirlerini plastik sopalarla döverek eğlendiler. Canlarım benim ya ergenler.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder